Duygular insan olmanın en önemli unsurudur, kişinin mutlu bir hayat sürmesinde ve sosyal bağların kurulmasında önemli rol oynarlar. Şöyleki, duygu farkındalığı kişinin hem duygularını kontrol ederek iç huzuru sağlamasını hem de bunun davranışlarına yansımasıyla kişiler arası iletişimde daha başarılı ve etkin olmasını sağlar. Duygusal gelişim yaşamın ilk haftalarında başlar. Mutluluk, korku, şaşkınlık, kızgınlık gibi duyguların bebeğin yüz ifadesinden anlaşılabildiği bilinmektedir. Okul öncesi dönemde çocuklar olgunlaşma ve öğrenme ile duygularının farkına varırlar, mutlu ya da üzgün olduklarını bilirler. Öğretilir ve desteklenirse duygularını sözel olarak ifade edebilirler. Aynı dönemde karşılarındaki kişinin duygularını da anlayabilmeye başlarlar. Bu yaş grubunda çocukların empati becerilerinin desteklenmesi gelecekte diğerlerinin yaşam hakkı ve mutluluğuna, iyiliğine en az kendininki kadar değer veren, saygı duyan mutlu yetişkinler olmalarına katkı sağlayacaktır. Okulumuzda duygu eğitimi öncelikle duyguları adlandırmakla verilir. Okunan bir hikayedeki karakterin neler hissetmiş olabileceği çocuklara sorulur. Günlük yaşamda, oyunlar sırasında, eğlenirken veya çatışma anında hem kendi duygusu hem arkadaşlarının duygusu çocuğa sorulur ya da öğretmeni tarafından adlandırılır. Kitap ve dergilerden yüz ifadeleri gösterilip okumaları, duyguların nedenini tahmin etmeleri istenir. 5-6 yaş grubunda duyguları tanımaya yönelik kavram kitabı uygulaması,o günkü hislerini yansıtacağı duygu çizelgesi yapılır.